Bugünlerde yapacağımız en güzel şey gençlerimizi kaostan korumak, onları geleceğe ümitle bakan, bilinçli birer vatandaş olarak yetiştirmek olacaktır. Aslında onları biz koruyamayız ama kendilerini koruyabilmeleri için gerekli birkaç ipucu verebiliriz. Ben yine her zamanki gibi önce ve her şeyden evvel durmak derim. Dur. Bi dur kardeşim. Bir durabilirsen bak neler görecek, ne kadar çok anlayacaksın. Ben biraz durduğumda sizin için bakın neler aklıma geliyor:

Dünya bazen gürültülü, düzensiz ve adaletsiz bir yer gibi görünebilir. Her şey üstüne üstüne gelir, neyin doğru neyin yanlış olduğunu ayırt etmek zorlaşır. Ama unutma, kaosun ortasında bile kendi yolunu bulabilirsin.

Öncelikle kendi zihnini koru. Gürültü seni içine çekmeden önce kendine sor: Hangi düşünceler bana ait? Hangileri sadece başkalarının dayatmaları? Gerçekten inanmadığın fikirleri, sırf çevren böyle düşünüyor diye benimsiyor olabilir misin acaba? Düşüncelerini ve duygularını sorgula, özüne dön. Sorguladıkça daha çok şeyin farkına varacaksın.

Bilgi ve bilinç senin zırhındır. Buhran dönemlerinde en büyük tehlike, doğruyla yanlışı, iyiyle kötüyü, faydalı ile zararlıyı, adalet ile zulmü ayırt edememektir. O yüzden öğrenmeye, araştırmaya, okumaya devam et. Hakikate ulaşmak, seni manipülasyondan korur. Eleştirel düşünmeyi alışkanlık haline getir, her duyduğunu olduğu gibi kabul etme. Yine bi dur, bi bak. Durup tekrar tekrar bakmak acele ile yanlış kararlar vermekten çok daha iyidir.

Kaos, dikkatini dağıtmak ve seni yolundan saptırmak için elinden geleni yapar. Ama sen ne istediğini bilirsen, bu kargaşanın içinde dahi ilerlemeyi başarabilirsin. Küçük adımlarla da olsa her gün bir şeyler yap. Dur, düşün, bekle, tekrar düşün, adım at. Dur, düşün, bekle, tekrar düşün, biraz daha dur, şöyle bir bak ve bir adım daha at. Az, öz ama devamlı küçük de olsa adım atmaya devam et.

Duygularına hâkim ol. Öfkeye, korkuya veya umutsuzluğa kapılmak kolaydır ama bunlar seni tüketir. Zihnini ve ruhunu güçlü tutmak için sabırlı, kontrollü ve bilinçli ol. Duygularının seni yönetmesine izin verme; sen onları yönet. Güçlü bir mantık, duygularının da doğru yönetilmesine katkı sağlayacaktır. Kalbin ve beynin yoldaş olduğunda az ileride vicdan ve ahlâkla buluşup, hayatının en güzel yolculuğuna çıkarırlar seni ve asla geri dönmek istemezsin.

Kendi değerlerinden ödün verme. İnsanlar seni anlamayabilir, hatta yargılayabilir. Ama sen, doğru bildiğin yolda sağlam adımlarla yürüdüğünde gerçekten kim olduğunu keşfedeceksin.

Kaosun içinde bile iyilik yapmayı, insanları ayırmadan her birine faydalı olmayı başarabilirsen, etrafına ışık saçarsın. Ve unutma, karanlık ne kadar yoğun olursa olsun, küçücük bir ışık bile onu delip geçebilir.

Sen, kendi ışığını taşıyan bir yolcusun. Taşıdığın ışık, elinden düşürmediğin kitapların olsun. Adımların sağlam, zihnin berrak, yüreğin güçlü olsun.

Fatih Yılmaz – Şehir Kültür