Okullar açılıyor, herkes burnundan soluyor, üç çocuklu bir ailenin tam tekmil okula başlama maliyeti iki asgari ücrete dayanmış. Servis fiyatları can yakıyor, trafik kilit, okullarda temizlik problemleri var, lavabolarda sabun yok, özel okulların fiyatları çok yüksek derken bir haber hepimizde şok etkisi yapıyor. Türkiye Cumhuriyeti Milli Eğitim Bakanının evladı özel okula gidiyormuş. Bu kadar olmaz dediğimiz ne varsa oluyor. Artık “bu kadar olmaz yaa” diyenlere, “fazlası bile olabilir” diyecek kıvama geldik.
Asıl mesele şu, bu haber ülkemizde sadece haber değeri olan bir bilgi. Kutuplaşmış iki kanadın birbiriyle uğraşmaya devam etmesini sağlayan bir başlık. Yeter ki bir tarafın saldırıp, diğer tarafın savunacağı bir haber olsun, bu bize yetiyor. Meselenin aslıyla, hakikatin kendisiyle, hak ve adaletle, makul olanla, sağduyuyla, yiğide hakkını vermekle, doğru olanı savunmak, zalimin karşısında durmakla uzaktan yakından alakamız yok hamdolsun.
TRT Radyo dinliyorum. İlk haberde Marmara denizindeki müsilajın tekrar ortaya çıktığı ve bizi bekleyen tehlike anlatılıyor. Bu haberin hemen ardından sayın bakanlarımızdan bir tanesi, ulusal bir toplantıda sıfır atık konusundaki başarılarımızdan bahsediyor. Durum o kadar vahim ki artık haberi dinleyenleri geçtim haberi yapanlar açısından bile her şey normal hale gelmiş. “Ya bu iki haberi arka arkaya verirsek çelişik bir durum ortaya çıkar mı acaba?” diye düşünen bile yok.
Tarih boyunca genelde böyle olmuş. Güçlüler iktidara gelmiş, halk da zamanla her şeye alışmış. İnsanların hayvanlara yem edildiğini alkışlayan insanlar, kendi yaptıkları heykellere tapan insanlar, kendi kız çocuklarını diri diri gömen insanlar, sapık inançlarından dolayı diğerlerini katleden insanlar, toplu katliamlar, soykırımlar. Bunların hepsi üzerinde yaşadığımız topraklarda oldu ve fazlasıyla devam ediyor.
Gazze’de iki yıldır açık, net ve herkesin canlı olarak izlediği bir soykırım yaşanıyor ama kimse bir şey yapamıyor. Dünyanın dört bir tarafında gösteri yapan az bir topluluğu saymazsak. Kelle koltukta Gazze’ye doğru yola çıkan Sumud filosunun yiğitlerini bir kenara koyarsak. Hiç kimse hiçbir şey yapamıyor. Bu katliam İslâm ülkelerinin tam ortasında, Yahudiler tarafından, etrafı kapatılmış, kuşatılmış az bir Müslüman topluluğa yapılıyor ama hiç kimse bir şey yapamıyor.
Dünya eskiden beri böyleydi, böyle de devam ediyor. Acı olan ise kötülerin zulmü değil iyilerin sessizliği.
Fatih Yılmaz – Şehir Kültür
İlk yorum yapan siz olun