Yapay zeka asla olmayacak şeyleri yapmaya başladı. Örneğin ölen şarkıcıların dijital olarak dünyaya tekrar dönüşleri insanları şaşırtmaya devam ediyor. Michael Jackson, Tina Turner, Bob Marley gibi ölmüş olan sanatçıların eski ve yeni performansıyla tekrar ortaya çıkması söz konusu. Şarkılarıyla, müzik videolarıyla bu şarkıcılar tekrar yapay zeka sayesinde hayata dönüyorlar. Sadece ünlü şarkıcılar değil sıradan insanların ölen yakınları, arkadaşları ve ailesi ile tekrar buluşması söz konusu olabiliyor.
Fotoğraflar, videolar, sesli mesajlar ile bir yeniden doğuş olgusu yaşanmaya başlıyor. Bu durum yapay zeka geliştikçe daha fazlası olacağı anlamına geliyor. Artık sıradan insanların yapay zekâ sayesinde oluşturabileceği bu eserler sanal olumsuzluk fikrini canlandırabiliyor. İnsanların kendi avatarını oluşturması ve bunun sayesinde ölü insanlarla ilişki kurulmasıyla ilgili bu eylemler maddi açıdan sorunlara yol açma potansiyeli de beraberinde taşıyor. Bu konuda bir pazarın oluştuğu anlaşılıyor. Daha etkileşimci avatarını satın almaya çalışan insanlar bunun için para vermek zorunda kalıyorlar. Şimdiden milyarlarca dolar bir pazar oluşturulmuş durumda. Ayrıca gizlilik, rıza gösterme, cevap verme ve kontrol etme konularında sorunlar oluşabiliyor.
Geçmişin tekrar canlandırılması ve günümüze getirilmesi insanları ve ölen insanlarla birlikteliği, dijital açıdan yeniden canlandırması acaba insanların rahatlatan bir olgu mudur?
İnsanların ölülerle dijital anlamda iletişim kurması insanların biriktirdiği anılar, fotoğraflar ve videolar sayesinde gerçekleştirilebiliyor.
Bu durum insanların psikolojik olarak sarsılmasına ve gerçek yaşam ile simüle edilen dijital yaşamı karıştırmasına neden olabilir. Bağımlılık riskini de beraberinde taşıyan bu eylemler oldukça korkutucu ve endişe verici. Avatarlar sadece ölüler için değil hayatta olanlar için de performansını dijital olarak artırmak için yapılabiliyor. Yapay zeka sayesinde gerçekleşen sanal diriliş ölüm olayına karşı bir karşı çıkış ve ölümü yenme manifestosuna yol açabiliyor. Tüm bu olanlar gerçekle gerçek arasındaki ayrımın kaybolmasına ve bu insanların simülasyon aşamasına geçtiklerini de gösteriyor.
Prof. Dr. Hüseyin Çelik – Şehir Kültür
İlk yorum yapan siz olun